Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD), internet ortamında yayılan ses kayıt iddiaları ile ilgili hükümet ve muhalefete sağduyu çağrısında bulundu.
USTAD Başkanı Ahmet Akgül, kendisine biçilen rolün dışına çıkan ve İsrail çıkarları ile çatışan Türkiye’nin iç siyasetteki hesaplaşmalarla harmanlamak suretiyle tökezletilmek istendiğini söyledi. Akgül, “Suriye ile ilgili olduğu söylenen konuşmanın içeriği ne olursa olsun, ülkenin ulusal güvenliğini ciddi manada tehdit eden, 77 milyon vatandaşın ciddi manada tedirgin olduğu kirli bir operasyondur. Bu operasyon, şahıs olarak Recep Tayyip Erdoğan’a değil, kendisini vatanında huzur ve güvende hisseden her kesime yapılmıştır. Bu operasyon, parti olarak AK Parti’ye değil, bağımsız bildiği ülkesinde özgürce siyasi çalışmalarımı yürütüyorum diyebilen her partiye yapılmıştır. Burada sorgulanması gereken konuşmaların içeriği değildir. Konuşmacıların kişiliği veya davranışları da değildir. Burada sorgulanması gereken, ülkenin en ücra köşesinde oturan vatandaşı bile tedirgin edebilecek devlet sırrının ortaya çıkış şeklidir” dedi.
” TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE ALENEN YAPILMIŞ BİR CASUSLUK FAALİYETİDİR”
Ses kayıtlarının yayınlanmasının Türkiye Cumhuriyeti’ne alenen yapılmış bir casusluk faaliyeti olduğunu belirten Akgül, “Burada sorgulanması gereken bu ülkenin ve bu ülke insanının itibarıdır. Bu vesileyle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye, BDP Genel Başkanı Demirtaş’a, Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak’a, HÜDA-PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu ve diğer tüm parti genel başkanlarına, seçim arefesi bile olsa bu tehlikeli durumdan çıkar elde etmemeye, hakkın, hakikatın ve ülkenin geleceğinin korunmasında birlik olmaya davet ediyoruz. İktidar partisi ve sayın Başbakanı, bunu partisel bir mağduriyet veya çıkarla değerlendirecek olanlara prim vermemeye ve tamamen ülkenin ve milletin istikrarı ve geleceği şeklinde yorumlayarak ele almalarını sağlamaya davet ediyoruz. Kamuoyuna seçim sonrası yapılacak şeklinde yansıyan operasyonuna bir gerekçe olarak değil, Cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk tehdidini el birliği ile ortaya çıkarma ve ülkenin ve milletin geleceğini ipotekten kurtarma fırsatı olarak görmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
“İÇ SİYASETTEKİ ÇEKİŞMELER BİR KENARA BIRAKILMALI”
İç siyasetteki çekişmelerin bir kenara bırakılması gerektiğini dile getiren Akgül, “Bu operasyonu milli birlik ve beraberliğimize yapılan en büyük tehdit olarak ele almaya ve gerek medya organları, gerekse diğer imkanları ile bu vahim durumun aydınlatılmasında samimi işbirliğine davet ediyoruz. Unutmamalı ki, bu ajanlık faaliyetine sessiz kalarak bile olsa tavır koymamak, onu tasvip etmek, tasdik etmek, meşru görmek ve zor bir anda istifade etmekle eşdeğer olacaktır. Mardin merkezli USTAD olarak bizler, şu ana kadar dokunanın yandığı çözüm sürecinin ardından gelişen 17 Aralık operasyonu gibi 27 Mart operasyonunun da ucu dışarıda bir operasyon olduğunun farkındayız. Bu yüzden, olayın aydınlatılması için hükümetin tüm devlet imkanların seferber etmesi, siyasi partilerin, yazılı ve görsel medyanın, sivil toplum kuruluşlarının tek yürek hareket etmesi bu süreçte en büyük arzumuzdur. Yine olayın aydınlatılması için hükümetin duygusallıktan ve iç siyasi hesaplaşmalardan tamamen uzak ve soğukkanlı bir şekilde hareket etmesi, sadece gündemde yer alan yapı ile değil, ucu nereye varırsa varsın derinlemesine üzerinde durması en büyük arzumuzdur. Bu ihanetin açık ve net delillerle içeriden yapıldığının tespiti halinde Pentagon’u veya Telaviv’i dinlemede göstermedikleri becerileri ülkelerine ihanetle gösterenlerin en sert bir şekilde cezalandırılacağını umuyor ve ulusal güvenliğin zafiyetini giderici kişisel veya kurumsal tedbirlerin bundan sonrası için daha fazla alınmasını umuyoruz” ifadelerini kullandı.
IHA