11 yıllık bir çalışmanın ürünü olan ve bu gün Başbakan Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan demokratikleşme paketinde, yeni anayasadan Kürt sorununa, dini azınlıklardan mezhepsel veya dinsel özgürlüklere kadar birçok konu başlığı vardı.
Takip edebildiğimiz kadarıyla paket hazırlanmazdan önce Alevi çalıştayları, yeni anayasa çalıştayları, Kürt sorunu çalıştayları, dini azınlık çalıştayları adı altında bir takım çalıştaylar düzenlendi ve son olarak çözüm sürecinde aktif rol alan akil insanlar heyetinin raporlarından istifade edildi.
Açıklanan demokratikleşme paketinde bölge halkını sevindirecek bir takım maddelerin olduğu kesin ama bu paketi salt çözüm sürecine bağlamakta yanlış olur. Zira açıklanan bu paketteki bir çok madde PKK sayesinde değil, bilakis PKK’ya rağmen yapılan düzenlemelerden oluşmakta..
Çözüm süreci ile ilgili esas düzenlemelerin özellikle terörün sona ermesi ile silah bırakmanın ardından farklı alanlarda olacağını inandığım için bu paketi Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin önemli bir adımı olarak tanımlamak mümkün..
Nitekim Başbakan’da konuşmasında da sadece gerilim üreten ceberut devlet anlayışını çöpe atacak bu paketin son olmadığı ve halkın üzerindeki ağırlığın kaldırılmasına yönelik demokratikleşme adımlarının devam edeceğini söyledi.
Paketin içeriğinde Cumhuriyet döneminden bu yana etnik ve dini azınlıklar üzerindeki bir takım hak gasplarını ortadan kaldıran maddeler olduğu gibi, demokratik ortamın gerektirdiği bir takım düzenlemelere de yer verilmiş durumda
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından not aldığım kadarıyla:
Siyasi haklar noktasında:
Seçim sisteminde 3 farklı alternatifi (%10 devam, %5 daraltımış seçim sistemi veya barajın tamamen kaldırılması) tartışmaya açmış oldu.
Siyasi partilere devlet yardımı %7 den % 3 e çekilecek.
Beldeler teşkilat kurma zorunluluğu kalkıyor.
Partilerde eş genel başkanlık sistemi imkanı getirilecek.
Oy veren aynı zamanda üyede olabilecek.
Seçim ve ön seçimlerde farklı dillerde propaganda yolu açılacak.
Hakların gasbını önleme ve hak iadesi noktasında:
Dil din ırk ayrımcılığıyla mücadele etkin bir şekilde kanunla önlenecek.
Dini gereklerini yerine getirenleri engelleyenler ceza kapsamında yargılanacak. Gösteri ve yürüyüş düzenlemesi STK larla beraber yürütülecek.
Farklı dil ve lehçelerde anadilde eğitimin önü özel okullarla açılacak.
Mekanların eski isimleri tekrar iade edilecek.
Alevilere yönelik Nevşehir’de Hacı Bektaş’ı veli üniversitesi olarak ismi değişecek.
Kişisel verilerin güvenliği, yardım toplama vs değişikliklere gidilecek.
Kamu kurumlarında başörtü dahil ayrımcı ihlaller kalkacak.
Andımız kaldırılacak. Süryanilere Mardin’deki Deyr el-Umur manastırına yönelik arazi iadesi yapılacak.
Roman dil enstitüsü kurulacak..
Önemli sayılabilecek bu düzenlemelerin bir kısmı anayasal değişiklerle bir kısmı bakanlıkların yönetmelik değişiklikleri ile yapılabilecek.
Açık yüreklilikle ifade etmek gerekir ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmişte halkı hiçe sayan düzenlemelere tek tek el atıyor. Bu süreçte hangi meseleye el atarsa jakoben kesimin vatan elden gidiyor argümanı ile saldırdığına şahit olduk ve bu paket içinde saldıracağını biliyoruz.
Oysa ki bu vatan öz evladı ile hala dimdik ayakta..
Sağlıcakla kalın