Mısır, tarihinin belki de en önemli sınavlarından birini veriyor.
Demokratik yönetimlerde elbette ki her şey sandık değildir ama sandık, demokrasinin bir nevi namusu gibidir.
Bu namusu korumak, ona saygı duymak ise hem halkın hem güvenlik güçlerinin görevi olmalıdır.
Mısır’da, sandığı (namusu) olmayan dikta yönetimine halk tarafından son verilmesinin ardından yapılan seçimlerde ihvan temsilcisi Muhammed Mursi demokratikleşmenin en önemli göstergelerinden birisi olan seçimle % 52 oy oranında oy alarak halkın iktidarını başlatmış oldu.
Ne var ki, bizde yaşanan onlarca yıllık sancının bir benzeri Mısır’da yaşanmaya başladı.
Batı dünyası, büyük bir umutla başlattığı Arap baharının, halkın çoğunluğunun iktidarına dönüşmesini hazmedemedi.
Batı dünyası, halkın bir diktatörü devirmesinin ardından meşru bir seçimle Mısır’ın başına geçen Muhammed Mursi’yi ve temsil ettiği anlayışı hazmedemedi
Batı dünyası Arap ülkeleri ile mutlak tabi dikta yönetimler üzerinden sürdürdüğü sömürüyü kurumsal tabiiyetli göstermelik demokrasiye dayalı sömürgeye dönüştürmek istedi.
Dün, Mardin merkezli düşünce kuruluşu USTAD’ın yaptığı değerlendirmede Mısır Ordusuna, “Barışçıl Direnişe Katılın” çağrısı yapıldı.
USTAD’ın kamuoyuna geçmişte yaptığı bazı açıklamalarda, kontrol mekanizmasını tek adam ile sürdürmenin imkânsız hale geldiği dönemlerde, emre amade zihniyetle yetiştirilen ordu komuta kademeleri üzerinden emanetçi bir ordunun, batı adına vesayeti devralmaya çalışacağı konusunda uyarmıştı.
Batı dünyasının zevk ve sefahatle beslenen Arap diktatörler üzerinden kurduğu sömürü düzenine halk tarafından son verilen Mısır’da aynı ordu devreye girmiş ve iktidarı halkın elinden batı vesayeti adına devralmak istemiştir.
Mısır ordusu, bahse konu komuta kademesine rağmen omurgasını halkın oluşturduğu bir ordudur.
Son yüzyılda, Türkiye dahil bir çok İslam ülkesinde bu yüzden yaşanan onlarca yıllık kaybın Mısır’da yaşanmaması için Mısır ordusunu oluşturan asıl unsurların pasif direnişe bir an önce geçmesi gerekmektedir.
Batılı toplum mühendislerinin masa başında yaptığı tüm hesapları yeniden alt üst etmek için Ordunun barışçıl direnişe katılması Mısırın ve İslam dünyasının geleceği açısından önemlidir.
Mısır ordusu, Suriye diktatörünün tebrik etmesi gereken bir ordu olmamalıdır.
Mısır ordusu, İsrail’e güven, Filistin’e korku veren ve kapılarını Filistinliye kapatan bir ordu olmamalıdır.
Mısır ordusu, kendi halkının özgür iradesiyle göreve getirdiği sivil yönetime destek veren bir ordu olmalıdır.
Mısır ordusunun bu konuda göstereceği kararlılık, Batının askeri, siyasi, yargı ve elit-zengin tabakanın yeniden kısa sürede şekillendirilmesine yönelik çalışmalarını önleyecektir.
Sağlıcakla Kalın
USTAD 06.07.2013