Derinlerde Geçen İt Dalaşı
Önceki yazımızda 150 yıldan bu yana İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyayı egemenliği altına alan küresel şeytani aklın toplum psikolojisini dengelemek adına ülke siyasetine yerel dinamiklerle ayar çektiğinden ve geçmişi yüzyıllara dayanan bir devlet geleneğinin ürünü olan Türk devlet aklını sıfırlamak adına genleriyle oynadıkları gerçeğinden bahsetmiştik.
İkinci bir gerçek ise, yerel dinamikleri kontrol eden üst kliklerin kendi arasında zaman zaman muktedir olma mücadelesine girdiği gerçeğidir.
Bu kliklerin mücadelesi bazen bir ülke içerisinde devlet aklını kendi çıkarları doğrultusunda formatlamaya çalışmak şeklinde ortaya çıkarken, bazen de üçüncü bir ülkede süregelen meşru yönetim üzerinde muktedir olma mücadelesi şeklinde kendini gösterebilir.
Mesela, 11 Eylül saldırısının, Amerikan ve Yahudi lobisinin FBI dahil bir çok kurum üzerinde süren hakimiyet mücadelesinin bir sonucu olduğu bile konuşulan bir konuydu.
İşte Türkiye’nin son 40 yılını meşgul eden mücadele de bu türden.
Yani İngiliz ekolunun başını çektiği ve İsrail ile İran çıkarlarını ortak gözeten İngiliz-Masonik klikle Amerika’nın kuruluşundan bu yana yurtdışı operasyonel amaçlarla kurulan CIA arasında Türkiye kalesine hakimiyet üzerine kurulu bir mücadele..
İngiliz-Masonik klik çoğu zaman Amerikan yerel dinamiklerini ve NATO gibi örtülü unsurların derin kanadını stratejik bir akılla kullanmaya muktedirken CIA bu hakimiyetini daha yüzeysel ve elindeki somut gücü kullanmaya meyillidir.
Her ikisini buluşturan üst akıl, küresel şeytani akıldır ve buluşmayı sağlayan isimler liberal kesimlerden özenle seçilir.
Türkiye, ulusalcı, milliyetçi, İslamcı, sağcı, solcu, alevi, sünni gibi çatışmalarla 1980’lere kadar tek bir klik üzerinden kontrol edilen bir ülke idi.
İngiliz Masonik klik, genel seyrin çıkarlarının zıttı istikamette seyretmeye başladığı an, yerel dinamikleri çatıştırıp ardından darbe yaparak kontrolü yeniden sağlarken 1980 CIA darbesi iki başlılık ve üst klikler arasında mücadelenin de miladı olmuştur.
İki üst klik arasında 1980 darbesi ile başlayan muktedir olma mücadelesi 28 Şubat post modern darbesi ile iyice belirginleşmiş, AK Parti iktidarında ise 27 Nisan muhtırası, 7 Şubat MİT krizi ve 17-25 Aralık operasyon hamleleri ile devam etmiştir.
40 yıldır bu amaç uğruna yetiştirilen haşhaşiler eliyle son ve bitirici hamle niyetine yaptırılan 15 Temmuz darbe girişimi ise, bu ülke üzerinde vesayet hakkı olduğunu iddia eden İngiliz mandacılarına karşı Amerikan CIA himayesini tamamen sağlamak adına final darbesine dönüştürüldü.
Amerikan CIA kliği açısından 1980 darbesi, askeri dönüşümün, İslamcı kesimlerin alabildiğince tasfiye edildiği 28 post modern darbesi ise toplumsal dönüşümün başlangıcı sayılabilir.
CIA, dünya cemaati olma hırsını kendi çıkarları ile birleştiren FETO/PDY yapılanmasını bu iki dönüşüm hamlesinin ardından AK Parti iktidarı ile buluşturmak suretiyle öteden beri benim derin damar diye tanımladığım durumu ilerleyen zaman diliminde öyle ciddi bir omurgaya çevirmiştir ki, bu omurga, dilediği zaman 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi harakiri yaptıracak seviyeye getirmiştir.
Geçiyor ve İstihbarat örgütlerinin dini yapılanmalar üzerinden Türkiye hakimiyet denemeleri ile bu iki üst kliğin AK Parti iktidarı boyunca birbirleri ile olan mücadelesine biraz dönüyoruz.
Sağlıcakla Kalın
@akgulahmet
Devamı Gelecek