Bir şehre belediye başkanı seçmek, şehre hizmet edecek ehil insanı seçmektir.
Bir şehre belediye başkan adayı olmak ise, şehrin hizmetkârlığına talip olmak demektir.
Belediye başkanlığı, yoldan geçerken dostlar alışverişte görsün şeklinde talip olunacak bir makam değildir.
Belediye başkanlığı, bir yerlerde bedel ödedi diye hediye edilecek bir makam da değildir.
Bu makam, belediye sınırları içerisinde kalan her alanın sosyal ekonomik ve kültürel açıdan gelişimi ile ilgili her türlü faaliyetlerin yürütüldüğü icra makamdır.
Bu makam, şehir sakinleri için genel seçimlerden daha fazla önem arz eden bir makamdır.
Gelişmiş toplumların en bariz özelliği kentleşmenin kalitesidir.
Kaliteli bir kentleşmenin yolu da bunu sağlayabilecek kalitede bir belediye başkanı ve onun oluşturacağı o ölçüde kaliteli bir ekipten geçer.
Başkanlığa talip olan aday, ekip çalışmasına ve istişareye önem verdiğine şehir sakinlerini inandırmalıdır.
Başkanlığa talip olan aday, beraber çalışacağı ekibi akli ve vicdani ölçülerle belirleyecek bir kapasiteye sahip olduğuna ve bu ekiple şehre apayrı bir dinamizm ve heyecan katacağına da inandırmalıdır.
Çevreden toparladığı birkaç gence veya partisindeki etkili isimlere değil, sorumluluğuna talip olduğu belediye sınırları içerisinde şehir sakinlerine gerçekleştirmeyi düşündüğü / vaat ettiği her türlü yenilik ve icraatları en iyi şekilde anlatmalıdır ki, ortaya koyduğu vizyonu, zekâsı, başarısı, yeti ve becerisi karşısında şehir sakinleri hep birlikte alkış tutsun.
Seçim propagandasını yürütürken özelde yaptığı ticari faaliyetler veya memuriyetindeki başarılarını değil, yerel yönetim bilgisi ve yerel yönetimde başarılı olabileceğine dair iş birikimini anlatsın ki herkes hayran hayran baksın.
Akrabalarına, aşiretine, iş çevresine karşı ahde vefası tabi ki olacak ama şehrine karşı ne ölçüde sevdalı, seçmene verdiği sözlerde ne denli vefalı olduğu konusunda tatmin edici beyanatları olsun ki şehir sakinleri “aradığım başkan işte bu” desin.
İyi bildiği ve tanıdığı çevresine tabi ki tümden sırtını dönmeyecek ama şehrin tüm sakinleri ile barışık, şehrin gelişimine dair her birinden gelecek tekliflere açık, iş bitirici, şehre geniş görüşlülük kazandıracak bir yönetim süreci geçireceğine inandırsın ki şehir sakinleri de “inşallah bu adayı seçim pusulasında görürüz” dileğinde bulunsun.
Bir şehrin ihyası da iflası da belediye başkan adayının vizyonu ile doğrudan ilgilidir.
5 yıllığına seçilecek bu başkanın hakkı gözetmesi, adaletten sapmaması, şeffaf, dürüst ve kararlı olması, yenilik ve hizmetlerde öncü olmak suretiyle gelişim ve değişime açık olması, zorluklardan yılmayan biri olması, sivil toplum örgütlerinin önemseyen ve destekleyen özelliğini bulunması, yönettiği şehri partiler üstü yöneten, şehrin bütün kesimlerini ekip ruhuna dâhil edebilen bir yönetim anlayışı yönetmesi halinde şehri sosyo-ekonomik açıdan katlanarak büyüteceğini,
Yönetimine talip olduğu şehrin sosyo-kültürel özelliklerini bilmeyerek yönetim aczi göstermesi, şahsi menfaatlerini amme menfaatlerinin üstünde tutması, şehrin ve sakinlerinin sorunlarını yerinde dinleyip zamanında çözüm getirme becerisi gösterememesinin ise şehre en az 5 yıllık bir kayıp daha verdireceğinin söylemeye gerek yok sanırım.
E Peki kimi partiler kimi tercih edip şehir sakinlerine sunmalı?
Karakter yönünden sağlam, dürüst ve kararlı bir duruşa sahipse,
İcraatlarında hak ve adaletten sapmayacağına inanılıyorsa,
Şehrin sakinlerine karsı saygılı, güler yüzlü ve nazik olacaksa,
Kendi hırslarının esiri olmak yerine ekip ruhu ile çalışan, ekibi daima zinde tutan ve harekete geçiren bir karizmaya sahip ise,
Mücadeleci ve cesur bir kişiliğe sahip ise,
Gelişim ve yeniliklere açık biri ise,
Olası durumları doğru analiz edebilecek analitik bir zekaya sahipse,
Şehrin ruhunu, dini ve kültürel yapısını bilen ve buna önem veren biri ise,
Geçmişte görülen ayırımcı ve kayırmacı uygulamalardan kesinlikle uzak duracak biriyse,
Şehrin ekonomik rezervlerini iyi bilen ve bunları harekete geçirip, şehrin ihya olması için icraatlar ortaya koyabilecek projelere ve yeterliğe sahipse,
Şehrin sosyal ve kültürel potansiyelini bilen ve bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilecek heyecan ve azme sahip biriyse,
Şehrin tarihi dokusunu koruyarak kültürel mirası ortaya çıkarmaya yönelik icraatlarda bulunacak biriyse,
Özellikle belediyecilik hizmetlerinde dil, din, ırk ayırımı yapmayacak, önceliği halka hizmet olan, insan sevgisi dolu biriyse,
İnsanların sevdiği, saygı duyduğu, değer verdiği ve otoritesini kabul ettiği biriyse,
Gerek şehrin sakinleri ile, gerekse şehrin yetkili kişi ve kurumlarıyla barışık, sözü sayılır biriyse,
Belediyenin imkanlarını herhangi bir grubun ya da nüfuzlu kişinin eline bakmayacak kadar kişilikliyse,
Diyalog ve iletişimde ulaşılabilir biriyse
Böylesi bir aday şehri yaşanılır bir hale getirebilir ve partilerin ithal aday arayışına girmelerinin anlamı olmaz.
Hele bir de bütün bu özelliklere, belediyecilik konusunda tecrübeli, şehircilik konusunda donanımlı, özellikle şehrin tarihi genetiğine uygun eğitimler almış biri ise ne ala..
Şayet bu özelliklere sahip bir aday bulunmuyorsa ki (koca şehirde olmaması mümkün değil) bu durumda şehre ayrı bir dinamizm getirecek ve şehrin makus talihini olumluya çevirecek dışarıdan bir adaya ihtiyaç olur
Yok, ben zaten oy potansiyelimi biliyorum. Şimdi bir şeylerin sırası bende. Dolayısıyla ortaya ceketimi asar kazanırım ve bildiğimi yaparım diyen bir aday veya parti var ise ki Anadolu’nun birçok memleketi güzelleşirken bu şehri böylesine geri bırakma niyetinde olanlara en iyi cevabı yine bu şehrin sakinleri sandıkta verecektir.
Mardin için her şeyin hayırlısı
Ahmet Akgül, USTAD Başkanı