USTAD Başkanı Ahmet Akgül’ün bireysel değerlendirmesi
İŞİD üzerinden Müslümanlara küresel 28 Şubat yaşatılacağına dair uyarılarda bulunduğum yazımın ilk iki bölümü 2014 Eylülünde yayınlanmıştı.
http://www.haberx.com/isid_uzerinden_islami_vurmak1(19,w,16992,202).aspx
http://www.haberx.com/isid_uzerinden_islami_vurmak2(19,w,17021,285).aspx
Deyim yerindeyse, “dizimizi dövmeden önce kızımızı dövelim” diye erkenden söyleyeceğimi söylemiş, görünen köy kılavuz istemese bile yine de hatırlatacağımı hatırlatmıştım.
Zira Galler’in Newport şehrinde zirvesini toplayan NATO’nun hem Ortadoğu’da hem Batıda engellenemeyen İslami uyanışın her türlüsünü İŞİD bahanesi ile bastırmak istediği net okunuyordu.
300 bin kişinin ölümüne neden olan Esed rejimini, işgal edilmiş topraklarda katliam yapan İsrail’i, Afrika’da Arakan’da ve dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlara karşı insanlık dışı işkence ve ölümlerle anılan İngiltere, Fransa ve diğer sömürgeci ülkeleri terör örgütü kapsamında değerlendirmeyen Batı, zengin yer altı kaynaklarına sahip İslam toprakları üzerindeki acımasız tahakkümünü kendi üretimi senaryo ve terör bileşenleri ile sürdürmeye devam ediyor.
Bunu yaparken de ABD’nin Jandarma Komutanlığına dönüşen NATO ile kuzu postuna bürünen kurt misali uluslararası meşruiyet elde eden BM gibi unsurları kullanmaktan herhangi bir hicap duymuyor.
Ve o zamanlar “İŞİD bahane, amaç İslam’ın kendisini vurmak” şeklinde yaptığımız uyarılar ne yazık ki bu gün tek tek gerçekleşiyor.
Bu gün için İslam coğrafyalarında çarşaf, siyah örtü, sakal, takke, Arapça yazılı tişört gibi İslami çağrışım yapan giysiler giymek, Hz. Peygamberin “Allah, Resul, Muhammed” yazılı mührünü övünerek paylaşmak, Dücane, Usame, Kuteybe gibi Hz. Peygamberin sevgili sahabesinin isimlerini kullanmak, potansiyel terörist adayı sayılmak için uygun neden olarak kabul edilmekte.
Küresel aktörlerin İslam coğrafyasındaki insanlık dışı uygulamalarına haklılık gerekçesi oluşturmak amacıyla Batı haklarına özel üretilen algısal senaryolar zamanla İslami geçinen birçok kesimi de etkisi altına aldı.
Batının zukkasını çabuk yiyen bizim İslamcılar, İslam coğrafyasında Batının 100 yıldır uyguladığı siyasi baskıya rağmen sönmeyen İslami cihaddan bahsetmeyi, Kuranda yüzlerce yerde geçen cihat, kâfir, zalim, tağut ifadeleri içeren ayetleri hatırlatmayı teröre kapı açan ifade ve davranışlar olarak gören algı operasyonlarını çabucak kabullendi.
Bu yüzden olmalı ki, Irak işgali ile on binlerce tecavüz ve işkencenin izlerini hala silememiş Sünni Arapların Batı ve İran tasallutuna karşı Fellüce’de, Ramadi’de ve daha birçok yerde gösterdiği şanlı direnişi İŞİD adı altında bastırmaya çalışan batıya karşı çıkıp “Durun bir dakika..! O bölgelerde benim Müslüman Sünni Arap kardeşlerim yaşıyor.” bile diyemiyor..
Bu yüzden olmalı ki, 100 yıldır süren batılı yönetimlerin tasallutundan kurtulmak amacıyla direnişe geçen Suriye, Libya, Mısır ve diğer İslam coğrafyasındaki Sünni Müslümanların haklı mücadelesini İŞİD bahanesiyle sindirmeye çalışan Batıya karşı beyni uyuşturulmuşçasına aklı başında bir çıkış dahi yapamıyor.
Bu yüzden olmalı ki, İslam toprakları üzerindeki Batı tasallutuna darbe vurmak maksadıyla dünyanın dört biryanından Suriye ve Irak havuzunda toplanan cihatçıları İŞİD algısı ile yok etmeye çalışan Batıya karşı dik duruş göstereceğine hala sevgi, çiçek böcek edebiyatına devam ediyor.
Pek tabii ki, çiçek böcek edebiyatına devam ettikçe, İran’dan başlayıp Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e kan, acı ve gözyaşı üzerinden açılmak istenen enerji koridoruna Türkiye’nin yaptığı her itiraz veya geliştirdiği her hamle İŞİD algı hamlesiyle ile karşılık bulup kesilmeye devam ediyor.
Hele İslam dünyasını sindirmek, sömürmek, hatta yok etmek isteği hiç sönmeyen Haçlı zihniyetine içerden alkış tutan kripto hainler, kendisinden bekleneni yapıyor dersiniz.
Hele ulusalcılığını Şiilik üzerinden Arap dünyasına zerk ederek yayılmacı politika yürüten ve İslam tarihinin ilk asrından bu yana bir türlü kurtulamadığı refleksleri yeniden nükseden İran’a olan hayranlığını dilsiz ve sağır kalarak geçiştiren grup, kendisinden bekleneni yapıyor dersiniz.
Hele Kürtlerin özgürlük aşkını kendi çıkarları doğrultusunda kullanan seküler laik yapıya olan aidiyetini barış, demokrasi ve özgürlük perdesi altında alkışlayanları, bu ülkenin Kemalistlerinden ne gördüyse aynısını yapmaya devam ediyor dersiniz.
Peki kendiniz için ne diyeceksiniz Ey Müslümanlar.!
Ey Türkler, Ey Kürtler, Ey Araplar..!
Batının 100 yıl önce uygulamaya soktuğu sosyal ve kültürel aşağılama politikasıyla İslam coğrafyasını ılımanlaştırmayı sayenizde başarmasına ne diyeceksiniz?
Dün ayak olan kripto dönmeleri aşağılık kompleksiyle başınıza taç edenlere karşı takındığınız sessizliğin bugün getirdiği sonuçları nasıl izah edeceksiniz?
Peki, aynı Batının gelecek 100 yıldaki planının hem dini ve kültürel, hem ekonomik açıdan tam sömürge haline gelmiş ve tamamen uyuyan bir İslam dünyası üretmek olduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Yarın hesap gününde kavmiyet duygularımız ağır basmıştı diye vereceğiniz hesap sizi kurtaracak mı zannediyorsunuz?
Egemen güçlere karşı koymakla kalan itibarımızı sıfırlamaktan korktuk diyerek sıyrılacağınızı mı hesaplıyorsunuz?
Yoksa iki yönlü paralanmaya bilerek razı olduk şeklinde mi savunma yapacaksınız.
Ya da amiyane bir tamirle ümmetin 100 yıllık geleceğine ipotek koyan bu numarayı da malesef yedik. Affet bizi Allah’ım mı diyeceksiniz.
Size sorulmayacak mı sanıyorsunuz Ey Müslümanlar.!
Ey Araplar, Ey Türkler, Ey Kürtler..!
1400 senedir İslam ümmetinin doğasından var olan Emperyalizme düşmanlık, zalimlere karşı direniş ve İslami düzen arzunuzu niye yok ettiniz diye..
Kara harekâtına girmesi halinde daha kör bir bıçakla karşılacağını hesap eden ABD ve Batı’nın bu ihalesini niye kabullendiniz diye..
Zilletten izzete doğru götürecek yol uzak değilken, zillette batmanızın sebebi neydi diye.
İsrail’in tüm hesaplarını altüst edecekken enerji vb menfaat koridorlarında benliğinizi altüst etmenizin gerekçesi neydi diye sormayacaklar mı sandınız.
Ne zaman cihat haktır, şehadet haktır, vatan savunması haktır diye mertçe ve Müslümanca haykıracaksınız.
Kendinize Dönün ve Anlayın Ey Müslümanlar.!
Ey Araplar, Ey Türkler, Ey Kürtler..!
“Her devirde Küfür itleri ürüse de iman kervanımı yürütürüm” duruşunu gösteren ecdadınızın bu dik duruşuna geri dönün artık.
Yeter ki kendiniz olun ve en nezih mücadelenizi bir takım algılarla bastırmak isteyenlerin niyetini iyi okuyun.
En başından beri yürüttükleri bu algı üzerinden İslamı vurmaya çalıştıklarını fark edin artık.
İslam’ı kaynağından almak gibi bir derdi olmayan münafıkların söylemleri altında ezilmekten kurtarın kendinizi.
Aranızda İslamcı geçinip iki taraftan beslenmeye devam eden münafıkları, İslamcı gömlek giyip faşist siyaseti içten içe destekleyenleri, modern İslamcı ve aydın kimliğiyle atanmış İngiliz valisinin mirasından beslenenleri ayıklayın.
“Aman bizi yanlış anlayıp yaftalamasınlar” korku nakaratlarına eşlik etmenin kurtuluşunuza reçete olmayacağını bilin.
Şunu da Unutmayın Ey Müslümanlar.!
Ey Araplar, Ey Türkler, Ey Kürtler..!
Algı silindiriyle belinizi bir daha doğrultamayacak şekilde ezmeye çalışanlara en güzel cevabı öz değerlerinizi daha fazla haykırarak kendinize gelin..
Şayet üzerinizdeki algı operasyonlarına tamamen yenilir ve taviz verdiğiniz dik duruşunuzu tümden kaybederseniz,
Şayet sizden öncekilerin emanet gibi aktardığı toplumsal hafızayı sizden sonraki nesle aktarmamak gibi hatayı tekrarlamaya devam ederseniz gemideki herkes yanacak.
Yanan sadece Orta doğu’mu olacak sanıyorsunuz.
Ucu size dokanmayacak mı sanıyorsunuz.
Tam aksine gelecek yüzyılda Müslümanlar açısından Afrika daha da yanacak, Asya ve Uzak doğu kavrulacak.
Her şeyden önemlisi İslam ümmetinin son umudu Anadolu yanacak bu duruşunuz sayesinde.
Gelecek 100 yıl için de senaryonuzu Batı’nın yazmasına müsaede etmeniz halinde,
Yere batasıca Kürtçülük, Türkçülük ve Arapçılığa dair ırk barometrenizi Batının ayarlamasına izin vermeniz halinde,
İsrail potasında eriyip sadece onlara hizmet edecek birer köle kalacaksınız
Şimdilik temennim sağlıcakla Kalın.
www.ustad.org.tr
@akgulahmet