Seçim, Olasılık, Sonuç ve Erdoğan-2 Seçimin Sonucu ve Olasılıklar

CHP ve MHP’nin Truva atı gibi gördüğü HDP üzerinden iktidar kalesini ele geçirmek üzere oluşturdukları bu birlikteliğe, davranışı önceden kestirilebilen anket şirketleri, cemaatler ve iş dünyası çok öncesinden dahil olmuş durumda.

Ve tüm bunlara ilaveten yurtdışından ardı ardına gelen destek açıklamaları..

Hal böyle olunca muhalefetin tek başına iktidar beklentisinden oldukça uzak geçen 7 Haziran seçimleri sonrası şu iki beklenti daha fazla ön plana çıkmaya başladı.

  • Ak Parti %40’ın altına inmeli.
  • HDP %10 barajını aşmalı.

7 Haziran seçmen istatistiğini incelediğimizde, yurt içi ve yurtdışı toplamında 56 milyonun üzerinde seçmen mevcut.

Seçimden seçime değişmekle birlikte ortalama %10-15 civarında seçmenin sandığa gitmediği göz önüne alındığında, kullanılacak oy sayısı takriben 48 milyon civarında olacak.

Anket şirketlerinin seçim takvimi açıklandığı sıralarda yayınladığı veriler AK Parti’nin 38-42, CHP’nin  25-28, MHP’nin 16-19 ve HDP’nin 11-14 bandında seyrettiğini gösteriyordu.

Fakat bu şirketlerin bu hafta açıkladığı son verilere baktığımızda, seçimlere bağımsız adaylarla girme şansını yitiren HDP’nin seçimler yaklaştıkça 9-10 bandına düşürüldüğünü, AK Parti’nin 43-45, CHP’nin  24-26, MHP’nin 15-17 bandında gösterildiğini görmekteyiz.

Son anket sonuçları gösterdi ki, ilk maddedeki AK Parti’nin %40’ın altına düşmesi uzak bir olasılık.

Bu durumda CHP ve MHP koalisyon umudu ikinci maddeye kalıyor ki, bunu da belirleyecek en büyük etken, seçime katılım oranı olacak.

56 milyon seçmenin hepsinin sandık başına gitmesi mümkün değil ama yerel seçim(%90) ve Cumhurbaşkanlığı seçimi(%70) ortalaması olan %85 gibi bir katılım oranında barajı aşmanın faturası 5 milyon oy demek..

Yerel seçimlerde iyi bir performans gösteremeyen HDP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çatı adayına oluşan tepkiye Demirtaş’ın karizmatik çıkışlarını da ekleyerek %9.7 ile 4 milyon oy alıp zirve yapmıştı.

HDP, %85 katılımlı bir seçimde %10 barajına ulaşmak için tam 1 milyon oya daha ihtiyaç duyacak veya seçimlere katılımın eskisi gibi en fazla %70 civarında kalmasını bekleyecektir.

Barajı aşarsa CHP ve MHP ile dolaylı veya direk koalisyon ortaklıklarına merhaba diyeceği kesin ama hem barajı aşamaz, hem de ilk olasılık olan AK Parti’nin %40’ın altına düşmesi sağlanamazsa CHP ve HDP’yi fena üzecek bir süpriz ortaya çıkabilir.

Seçimlere iyice asılacak HDP’nin AK Parti oylarını bölge içinde hatırı sayılır oranda düşürmesi bir ihtimal.

Bu ihtimal HDP barajı aşamaması durumunda beraberinde bağımsızlar için seçilebilme oy sayısının dip yamasını bile sağlayabilir.

Bir yere not alın.

Durum bu şekilde gerçekleşirse, ikinci seçimine biraz daha tecrübeli giren ve son dönemde İslami kimliğine Kürdistan söylemini fazlaca harmanlayan HUDAPAR bağımsız adaylarının, oluşacak bu fırsattan yararlanıp 8 Haziran sabahı en az 3 vekille bölgeyi mecliste temsil iddiasına girdiklerini görürseniz şaşırmayın.

Kaf karıştırıcı bu durumdan bahsetmişken, AK Parti seçmeninin kafasını seçim arifesinde oldukça karıştıran başka konulardan da bahsetmeden geçemeyeceğim.

Yani AK Parti ile HDP’nin başkanlık sistemi üzerinden anlaşmaya vardıklarına dair konuşulan 3 olasılıktan.

  • Çözüm süreci gibi dokunanın yandığı bir önemli süreci oldukça iyiniyetli ve İslami bir bakış açısıyla başlatan Sayın Erdoğan’a rağmen bu süreci iyi yönetemeyen, muhatap olarak sadece PKK’yı ön plana çıkartmak suretiyle bölgedeki mütedeyyin Kürt ve Arap kitleyi yalnızlaştıran, bölgede daha büyük bir kangrene sebep olabilecek ciddi rahatsızlıkları Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu’na yeterince iletmeyen kripto danışmanlar yüzünden bölgenin iyiden iyiye seküler bir yapıya pazarlanıp Suriye gibi iç karışıklıkla bölgenin ayrışmasına doğru sürüklendiğine dair olasılık.
  • Tamamen iyiniyetli ve kontrollü ilerleyen çözüm süreci ve normalleşmeye katkı olması adına AK Parti aday profilini düşük tutarak bölgede sıkı bir seçim kampanyasına girmeyeceğine ve HDP’nin barajı aşması sağlanarak hem Türkiyelileşmesine destek, hem de alacağı en az 60 milletvekili ile AK Parti hükümetine başkanlık sistemi ve çözüm sürecinde meclis içi ciddi destek sunacağına dair ikinci olasılık.
  • HDP parti olarak seçimlere katılmasına rağmen bölgede göstermelik bir seçim kampanyası yürüterek barajı aşmayacağına ve bölge vekilliklerini tümden AK Parti’ye vermek suretiyle başkanlık sistemi ve çözüm sürecine bir şekilde katkı sunacağına dair olasılık

İlk olasılık, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın çözüm sürecine dair sert çıkışları ve hemen ardından İç Güvenlik paketinin kabul edilmesi ile şimdilik ortadan kalkmış oldu.

Seçim startı verildiğinde HDP’nin inanılmaz bir şekilde seçimlere asılması, komisyonlar kurmak suretiyle büyük potansiyelleri ikna yoluna gitmesi, ikna olmayanlara birtakım mesajlar vermeye başlaması birinci ihtimalin geçerli olabileceğini akıllara getirmişti. Ama hemen sonrasında Erdoğan’ı yoğun bir şekilde hedef tahtasına oturtup başkanlık sistemine karşı çıkarak AK Parti’yi rahatsız etmesi ve bu süreçten CHP ve MHP’nin ziyadesiyle memnun olduğu görülünce, üç olasılığın dışında dördüncü bir hesabın yapıldığı fikri ön plana çıkmaya başladı.

Yani, HDP’nin parti olarak seçimlere girmesini teşvik eden bu anketlerin AK Parti cenahından değil, tam tersine her iki ihtimalde de kaosu fırsata çevirmek isteyen ve CHP’nin başını çekeceği koalisyon ile eski Türkiye’nin kaldığı yerden devam etmesini arzulayan grupların işi olabileceği ihtimali ağırlık kazanmaya başladı.

Bu olasılığa göre HDP barajı aşarsa Sayın Erdoğan’ın deyimiyle ruh üçüzü olarak CHP-MHP koalisyonuna içeriden veya dışarıdan tam destek ile başkanlık sistemi ve çözüm sürecini baltalaması söz konusu olacak.

HDP’nin barajı aşamaması durumunda ise bölgede kaos üretip AK Parti iktidarını yıpratılacak. Erken seçim fırsatı kollanacak veya darbe hükümetine zemin hazırlanacak.

Bunun başarılması halinde ise, yeni anayasaya, başkanlık sistemi ve her şeyden önemlisi bölgenin Cumhuriyet tarihindeki en büyük insani projesi sayılan Çözüm ve kardeşlik sürecinin ruhuna fatiha okutup eski günlerde olduğu gibi faili meçhul cinayetler, uyuşturucu ağı, Kürtlerin ikinci sınıf insan sayılacağı dönemlere rücu edilecek.

Seçime parti olarak girme kararı alan HDP için sonuçlar ne olur göreceğiz ama şahsım adına %10’a yaklaşan bir kitlenin baraja takılıp mecliste temsil edilememesini tasvip etmiyorum.

Baraj işi hakikaten sıkıntılı ve bir an önce yeni anayasa ile çözüme kavuşturulması gereken bir husus.

Lakin oy potansiyeli % 6-7 civarında olan bir partinin 35 civarında vekille mecliste güçlü ve yapıcı muhalefet temsil etmek ve gelecek seçimlere daha iyi hazırlanmak varken bu kumarı ne diye oynadığı da tam bir muamma.

Üstelik karşısında Ak Parti gibi Milli Selamet ve Demokrat parti siyasetinin birleştiği tecrübe dolu bir siyasi hareket ile CHP gibi Cumhuriyet tarihiyle yaşıt tecrübeli bir siyasi parti varken buna kalkışmasının doğal bir istişare sonucu olduğuna da inanmak zor.

Mesela HDP’nin sembolik Ermeni, Alevi vb. adaylarla girdiği bu seçimde CHP’nin son anda “bunlar bendedir ve benimdir” diyerek atağa kalkabileceğini ve bu kitleyi bir anda kendine çekebileceğini hesaba katmaması çok ilginç.

Öteki Seçmen HDP’ye Ne Diye Oy Vermez? meselesini gelecek yazımıza bırakalım.

Sağlıcakla kalın.

USTAD  30.05.2015

@akgulahmet

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir