Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Akparti ve BDP’nin kıyasıya rekabet ettiklerini biliyoruz.
Ama anketlerde 3.Sıraya hızla oturan ve azimle çalışan bir parti daha var ki o da HUDAPAR..
Yazı uzamasın diye bu yazımda sadece HUDAPAR ve adaylarından bahsedeceğim.
İlk iki partinin seçmeni kendi adayları ile ilgili yorumlar yaparken, HUDAPAR seçmeninin büyükşehir adayı Mahmut Kılınç için fazla yorum yapmadıklarını, kısmen daha kapalı ve safları birleştirmiş bir şekilde pozisyon aldıklarını söylemek mümkün.
Dışarıdan yaptığımız gözlem ve çevreden edindiğimiz intibalardan, partileri için en fedakar çalışmayı HUDAPAR’lıların yaptığı da ortada.
USTAD’ın “Konu Konuk Buluşmaları” kapsamında misafir ettiği ve büyükşehir adayı Mahmut Kılınç ve Artuklu adayı Yahya Turan ile çözüm süreci ve belediyecilik anlayışları üzerinde yaptığımız sohbetin, bu partiyi anlama noktasında oldukça verimli bir görüşme olduğunu söyleyebilirim.
Herkesin geçmiş için kendisini sorgulamasının doğal olduğunu kabul eden HUDAPAR, çözüm sürecini adaylarının dili ile net bir şekilde destekliyor ama kendilerince bir noktanın altını çiziyorlar. “Biz sadece dilsel değil, dinsel boyutunun da ele alınmasını talep ediyoruz. İki yönlü ele alınmayan bu sorunun çözülmesini güç olacaktır. çözüm sürecinde muhatap sorunu yaşanıyor. Olaya sadece dil bağlamında yaklaşan ve bölge tamamında % 30 temsiliyeti olan BDP ile bu sorunun ne denli sağlıklı çözüme kavuşturulacağına dair şüphelerimiz var.” şeklinde yaklaşımları var.
17 Aralık operasyonunun, hükümete ve Erdoğan’a yapılan bir operasyon olduğuna inanmaktalar. Yine de istihbarat örgütlerince bölgenin manevi kimliğinden uzaklaşarak kardeşin kardeşe kırdırıldığı bir geçmişin acısını iyi bildiklerini, cemaat siyaset arasındaki tartışmalarda Müslümanların birbirini kırıp geçirmesi yerine makul bir şekilde çözülmesinin memleket için daha yararlı olacağı yönünde düşünceleri var.
Belediyecilikte yepyeni bir anlayış getireceklerini, Belediye kapısına “Rüşvet alan da veren de melundur” sözünü asacaklarını, hizmette hiçbir ayırımcılık olmayacağını söyleyip vaatlerini anlatan seçim kitapçığını veriyorlar.
Kitapçıkta belediyecilik anlayışından, özgürlüklerin kapsamına kadar birçok güzel vaat var ama bunların birçoğu HUDAPAR’ın yereldeki temsilcilerinden ziyade ülkede iktidar sahibi olunca yapılabilecek vaatler gibi duruyor.
Ne kadar oy alacaklarına dair soruya ise politik bir cevapla “her yerde kazanmayı düşünüyoruz” deyip kendileri için özelde belirledikleri hedefi sır gibi saklıyorlar. Adayların belirlenmesinde BDP geleneğindeki gibi bedel ödemişlerin ayrı bir yerinin olup olmadığı ile ilgili soruya seçimlere girecekleri listenin incelenmesini talep ediyorlar.
Bu paylaşımlarımın dışında dobra soru ve cevapların olduğu özel sohbete de zaman ayırdık. Avukat olmasına rağmen az konuşmayı tercih eden Yahya Turan’ın aksine soruların çoğunu büyükşehir adayları Mahmut Kılınç cevaplandırdı. İslami medya ve STK çalışmalarında aktif bir geçmişi olan Kılınç’ın sorulara cevap verirken samimi ve kendinden emin bir duruş sergilediğini söyleyebilirim.
Kanaatimce HUDAPAR’lılar için bu seçim hem kaybedilen güveni geri kazanmaya çalışmak, hem de hemen akabindeki genel seçimlere daha büyük bir kapı aralamak olacak.
Bu seçimde sır gibi sakladıkları hedefi ki (ben bunun %5-10 arasında diyorum) tutturmaları halinde genel seçimlere daha fazla asılan bir HUDAPAR göreceğimizi zannediyorum.
Parti için en büyük dezavantaj, geçmişte yaşananlar..
Bütün olanları sebep ve sonuçları ile izah etmeye hazır duruyorlar ama şimdilik legal siyaset sahnesinde bu konuların yeniden ısıtılmasından yana değiller.
Hem bu geçmişe şahit olanlar, hem de bu camianın geçmişte siyasete yaklaşımını iyi bilen muhafazakar Kürtler için bu seçim gözlem fırsatı olacak gibi…
Herkes gibi bizlerde bekleyip göreceğiz.
Gelecek yazıda diğer büyükşehir adayları ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak üzere
Sağlıcakla kalın
ustad 25.02.2014